2.5 milyon aboneyle dev bir takipçi kitlesine ulaşan Tuna Tavus, her videosunda yüzbinlerce izlenme alıyor ve takipçilerini ekran başına kitliyor.
YouTube’un iştah kabartan yüzü Tuna Tavus, adeta yemeğin videodaki karşılığı. 2.5 milyon aboneyle dev bir takipçi kitlesine ulaşan Tavus, her videosunda yüzbinlerce izlenme alıyor ve takipçilerini ekran başında hem acıktırıyor hem de doyuruyor.
Onun videoları sadece “ne yediğiyle” değil, “nasıl yediğiyle” de izleniyor. Öyle bir iştahla, öyle bir keyifle lokmaları götürüyor ki, siz de farkında olmadan buzdolabı kapağını açarken buluyorsunuz kendinizi. Tavus’un yemek yediği videolar, sadece bir “mukbang” değil; aynı zamanda gastronomik bir dünya turu. Türkiye’den Japonya’ya, Tayland’dan Meksika’ya… Dünya mutfağının neyi meşhursa, onun çatalla ya da elle tanıştığı ana şahit oluyoruz.
Tuna Tavus’un samimi tarzı, izleyicisiyle arasındaki mesafeyi sıfırlıyor.Kimi zaman sokakta dürümünü yerken, kimi zaman bir lokantada dev tabaklarla baş başa kalırken görüyoruz onu. Abartısız, filtresiz, net bir “yeme tutkusu”.
Ve evet, çok yiyor. Ama asıl büyü orada başlıyor. Onun iştahı bulaşıcı. Sanki sizin yerinize de yiyor. Genellikle tek başına koca bir masayı temizliyor,onu izlerken "ben de orada olsam" hissi hiç eksik olmuyor.
Tuna Tavus artık bir YouTuber’dan çok daha fazlası. O bir yemek elçisi. Gezdiği yerlerde sadece yemek değil; kültür, insan ve hikâye de tadıyor. İzleyicisine hem yeni tatlar hem de yepyeni bakış açıları sunuyor. Sade bir sokak yemeğini, adeta bir belgesel sahnesine dönüştürüyor. Belki de başarısının sırrı burada gizli: Samimiyet, iştah ve keşif arzusunun mükemmel uyumu.